Ana içeriğe atla

STRES YÖNETİMİ

 


Stres Nedir?

Zihinsel, duygusal veya fiziksel bir bağ veya gerginlik olarak tanımlanır. Günlük hayatta bir çoğumuzun yapması gereken bir çok şey karşısında zaman zaman çıkmaza girdiği durumlar olur ve bu da kişide strese yol açar. Yaşanan bu stresin etkileri uzun vadede vücudumuz için yorucu olabileceği gibi sürekli sahip olunan stres sağlık sorunlarına, uyku problemlerine, depresyona veya gergin ilişkilere neden olabilmektedir. 

Stresin Belirtileri

  • Basit konularda karar vermede güçlük
  • En iyi olanı değil, garanti olanı seçme
  • Başarısızlıklara yoğunlaşma
  • Konuşmalarda belirsizlik ve kopukluk
  • Aşırı güven ya da güvensizlik
  • Sigara ve alkol kullanımında artış
  • Duygusal ve cinsel ilişkilerde bozulmalar

Stres Anında Bedende Oluşan Belirtiler

  • Düşünce ve hafıza keskinleşir,
  • Tükürük salgısı artar,
  • Ter bezi faaliyetinde artış yaşanır,
  • Solunum sayısı artar,
  • Göz bebekleri büyür,
  • Kalbim atım sayısı artar,
  • Kan basıncı yükselir,
  • Sindirim yavaşlar,
  • Midede ki asit düzeyi artar.



Stres Yönetimi'nin Püf Noktaları
  1. Öncelikle kendinizi tanıyın. Stres altında kaldığınız durumları belirlemek stresle başa çıkabilmek için atılan doğru bir adımdır.
  2. Gevşeme tekniklerini kullanmaya özen gösterin. Gevşemeyi öğrendiğinizde kaslardaki gerginlik ve uyarılma azalır. Gevşemenin gerçekleşmesiyle birlikte kaygınız azalırken enerjinizde belirgin bir artış gözlenecektir. 
  3. Doğru ve derin nefes alıp verme sinir sisteminizi sakinleştirerek stres düzeyinizin azalmasına neden olacaktır.
  4. Spor faaliyetlerinde aktif rol almak stres düzeyinizi azaltmanıza yardımcı olacaktır.
  5. Beslenme düzeninizde değişiklikler yapmak stresle daha kolay başa çıkmanızı sağlar. (Günde 2-3 litre su içmek, yiyecekleri yavaş tüketmek, kahvaltı yapmaya özen göstermek gibi)
  6. Düzenli uyku, stresi azaltmada olukça önemlidir. 
  7. Hobilerinize vakit ayırın veya yeni hobiler edinin.
  8. Pozitif düşünmeye odaklanın.
  9. Gülümseyin. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ROMANTİK İLİŞKİLERDE BAĞLANMA

Bağlanma Kuramı, yetişkin ilişkilerinde meydana gelen olumlu ve olumsuz pek çok yaşantıyı açıklamada etkili olan kuramlardan biridir. Hazan ve Shaver, Bowlby'nin Bağlanma Kuramını temel alarak yetişkinlikteki romantik ilişkilerin açıklanabileceğini öne sürmüştür. Hazan ve Shaver, 'insanların aşık olduklarındaki tutum ve duygularının, erken dönemlerde şekillenen bağlanma stilleri ile paralellik gösterdiğini'  savunmuştur.  Erken dönemde gelişen bağlanma stilleri ve zihinsel temsiller insan yaşamının sonraki dönemlerinde etkilidir. Kişilerin romantik ilişki, romantik eş ve benlik değerlendirmelerinde de etkilidir.  Bağlanma kuramına göre yakın ilişki, temel gereksinimleri karşılayabildiği ölçüde doyurucudur. Bağlanmanın kalitesi büyük oranda partnerin ulaşılabilirliğine ve gereksinimlere olumlu karşılık verebileceğine inanmaya bağlıdır. Bartholomev ve Horowitz, Bowlby'nin benliğe ve başkalarına ilişkin temsiller kavramını temel alarak bağlanma stillerini yeniden tanımlaya...

OTİZM VE OTİZMLİ ÇOCUĞA SAHİP OLMAK

 OTİZM NEDİR? Otizm, genellikle ilk 3 yaşta başlayan ve hayat boyu devam eden, kişinin etrafıyla sözel ve sözel olmayan şekilde uygun ilişki kuramaması şeklinde ifade edebileceğimiz gelişimsel bir bozukluktur. Günümüzde basit testler ile tanısı erken konulabilmektedir. Erken tanı ve uygun rehabilitasyon programı bu vakaların hayata kazandırılmasında büyük rol oynamaktadır. Otizmin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genetik olduğu düşünülmektedir. Erkeklerde kızlara oranla daha sık görülür. Otizmlilerin %70'inde zeka geriliği vardır. %'10 unda ise üstün zeka görülebilir. Otizm ile birlikte dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, duygu durum bozuklukları ve epilepsi görülebilmektedir.    Otizm Belirtileri: Göz teması ya yoktur ya da kısıtlıdır.                                                        Adı ile seslenince tepki ver...

Tükenmişlik Sendromu

  Tükenmişlik sendromu nedir? Tükenmişlik sendromu adı verilen psikolojik hastalık, 1974 yılında ilk olarak Herbert Freudenberger tarafından başarısızlık, yıpranmışlık, güç ve enerji düzeyinin azalması, tatmin edilmez isteklerin oluşması sonucunda bireyin içsel kaynaklarında oluşan tükenmişlik durumu olarak tanımlanmıştır. Christina Maslach tarafından ise hastalık"İş yaşantısı gereği yoğun duygusal taleplere maruz kalan ve devamlı olarak insanlarla yüz yüze olan bireylerde görülen fiziksel bitkinlik, uzun süren yorgunluk, çaresizlik ve umutsuzluk duygularının, yapılan işe, hayata ve diğer insanlara karşı olumsuz tutumlarla yansıması ile oluşan bir sendrom" olarak tanımlanmıştır. Özellikle bir bireyin kaldırabileceği iş yoğunluğunun üzerinde bir tempo ile çalışan kişiler ve yoğun stres altındaki bireylerde görülen tükenmişlik sendromunda bireyin kendini bu koşullar altında çalışmaya zorlaması sonucunda belirli bir evreden sonra çöküş başlar ve hastalık kendisini belli et...