Ana içeriğe atla

ÇOCUKLARDA İDRAR KAÇIRMA




 Çocuklarda alt ıslatma oldukça sık rastlanan bir durumdur. 4 ile 15 yaş aralığındaki çocukların yaklaşık %10'u belli dönemlerde yataklarını ıslatmaktadır. Alt ıslatma, normal gelişim aşaması olarak karşımıza çıkmakta olup, gece kuru kalmanın tuvalet eğitiminde üstesinden gelinmesi gereken bir kısım olduğu unutulmamalıdır.


ENÜREZİS (İDRAR KAÇIRMA): 

Çocuğun mesane kontrolünün sağlanmış olması gerektiği yaştan sonra idrarını istem dışı olarak boşaltması, idrarın gece veya gündüz tekrarlayıcı şekilde uygunsuz dışa aktarımının yapılmasıdır. Genellikle çocukluk ya da ergenlikte tanılanan bu durum 5 yaş itibariyle tanılanır. 

Çocuk gece idrarını kaçırdığında ebeveyn olarak bu konu ile ilgili kaygıları çocuğa yansıtmadan önce bu durumu doğru anlamlandırabilmek, idrar kaçırmanın hangi durumlarda probleme dönüşebileceğini iyi anlamak gerekir. 


Basit Gece Kaçağı İle Enürezis'i Ayırmak:

  • Herhangi bir tıbbi nedene bağlı olmadan çocuğun tuvalet dışında idrar kaçırması,
  • Çocuğun en az 3 ay devam eden, en az haftada 2 kez tekrarlanan idrar kaçırma probleminin olması,
  • Çocuğun en az 5 yaşında olması, 
  • İdrar kaçırma davranışının herhangi bir madde ya da duruma bağlı olmamasıdır.


FİZİKSEL BİR PROBLEM YOKSA;

Çocuğu idrar kaçırma sorunu yaşayan ailenin bu durumun problem olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bazı anne babalar idrar kaçırma problemini kendileri halletmek için ellerinden geleni yaparlar. Örneğin; çocuğa kendi çarşafını kendisine yıkatabilirler veya çocuğu korkutarak bu davranıştan vazgeçmesi için çabalayabilirler. Ebeveynler tarafından verilen cezaların yalnızca anne babaların çaresizlik belirtileri değil, aynı zamanda problemi düzeltmek için denenen son metodlar olarak görünebilir.



ENÜREZİS'İN PSİKOLOJİK SEBEPLERİ
  • Bakım veren kişi tarafından verilen uygunsuz tuvalet eğitimi,
  • Tuvalet eğitimi esnasında sergilenen sert tutumlar,
  • Çok erken veya çok geç başlanan tuvalet eğitimi,
  • Aşırı koruyucu ya da kaygılı ebeveyn tutumları,
  • Yeni doğan kardeşle beraber gelen saldırgan duygular, sevgiyi paylaşmak istememe gibi durumlar gözlenebilir. Burada çocuk, kaybettiğini düşündüğü sevgiyi tıpkı kardeşi gibi 'bebek' olarak, altına kaçırarak elde etme çabası içine girebilir.
  • Ailede yaşanan ani ölümler, kayıplar, boşanma süreçleri, travmatik süreçler,
  • Alıştığı yerden ayrılma, taşınma, hastanede yatma, okulda yaşanabilecek travmalar gibi kendisini korku ve strese sokacak durumlar içerisinde bulunma,
  • İhmal ve istismara maruz kalma, 
  • Annenin yaşadığı korku ve kaygı nedeniyle çocuğun üstüne düşmesi, çocuğun yapması gereken her şeyin annenin yapması, çocuğun büyümesine izin verilmemesi,
  • Annenin aşırı kuralcı, titiz ve düzenli olması, ihtiyaçların çocuğa göre değil annenin kurallarına göre karşılanıyor olmasıdır.  

TEDAVİ

Tedavide en önemli adım, çocuğun tedaviye motive edilmesidir. Psikolojik destek alma konusunda geç kalınmadan, çocukla olumlu ilişki kurarak, çocuğa ailenin desteği hissettirilerek, çocuğun yaşadığı suçluluk duygusunu gidererek ilerlenmesi önemlidir. İdrar kaçırma problemi devam ettikçe ileri ki dönemlerde depresyon, anksiyete gibi farklı psikolojik problemlerin eşlik etme olasılığı artmaktadır. 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tükenmişlik Sendromu

  Tükenmişlik sendromu nedir? Tükenmişlik sendromu adı verilen psikolojik hastalık, 1974 yılında ilk olarak Herbert Freudenberger tarafından başarısızlık, yıpranmışlık, güç ve enerji düzeyinin azalması, tatmin edilmez isteklerin oluşması sonucunda bireyin içsel kaynaklarında oluşan tükenmişlik durumu olarak tanımlanmıştır. Christina Maslach tarafından ise hastalık"İş yaşantısı gereği yoğun duygusal taleplere maruz kalan ve devamlı olarak insanlarla yüz yüze olan bireylerde görülen fiziksel bitkinlik, uzun süren yorgunluk, çaresizlik ve umutsuzluk duygularının, yapılan işe, hayata ve diğer insanlara karşı olumsuz tutumlarla yansıması ile oluşan bir sendrom" olarak tanımlanmıştır. Özellikle bir bireyin kaldırabileceği iş yoğunluğunun üzerinde bir tempo ile çalışan kişiler ve yoğun stres altındaki bireylerde görülen tükenmişlik sendromunda bireyin kendini bu koşullar altında çalışmaya zorlaması sonucunda belirli bir evreden sonra çöküş başlar ve hastalık kendisini belli et...

TİK BOZUKLUKLARI

  Tik Nedir? Beden kaslarında istem dışı beliren aralıklı kasılmalardır. Tik Bozukluğu Nedir? Belirli kas gruplarında meydana gelen, birden ortaya çıkan yineleyici, ritmik olmayan, motor hareketler ya da ses çıkarma şeklinde görülen istem dışı hareketlerdir.  Tikler; Göz kırpma, burun kıvırma, Dudak yalama, yüz buruşturma, Parmaklarla oynama, parmakları tıklatma, Ani kafa atımları, omuz silkme, Ayakları sallama, vurma, sekme,  El veya yüzün ''anlamlı'' hareketleri veya yavaş baş hareketleri, Eşyalara veya insanlara dokunma, Çömelme, Eğilme ve bükülme hareketleri, Parmaklarıyla sayı sayar gibi yapma, Bir ileri bir geri adımlama  gibi çeşitleri vardır. Tik Türleri: Gelip Geçici Tikler Kronik Motor ve Vokal Tikler Tourette Sendromu Başka Türlü Adlandırılamayan Tikler Gelip Geçici Tikler: En az 4 haftada ortaya çıkan ancak  yıldan uzun sürmeyen, her gün gözlenebilen artmalar-azalmalar gösteren basit tiklerdir. Oluşumunda daha çok çevresel faktörler ve stres etkilidi...

ROMANTİK İLİŞKİLERDE BAĞLANMA

Bağlanma Kuramı, yetişkin ilişkilerinde meydana gelen olumlu ve olumsuz pek çok yaşantıyı açıklamada etkili olan kuramlardan biridir. Hazan ve Shaver, Bowlby'nin Bağlanma Kuramını temel alarak yetişkinlikteki romantik ilişkilerin açıklanabileceğini öne sürmüştür. Hazan ve Shaver, 'insanların aşık olduklarındaki tutum ve duygularının, erken dönemlerde şekillenen bağlanma stilleri ile paralellik gösterdiğini'  savunmuştur.  Erken dönemde gelişen bağlanma stilleri ve zihinsel temsiller insan yaşamının sonraki dönemlerinde etkilidir. Kişilerin romantik ilişki, romantik eş ve benlik değerlendirmelerinde de etkilidir.  Bağlanma kuramına göre yakın ilişki, temel gereksinimleri karşılayabildiği ölçüde doyurucudur. Bağlanmanın kalitesi büyük oranda partnerin ulaşılabilirliğine ve gereksinimlere olumlu karşılık verebileceğine inanmaya bağlıdır. Bartholomev ve Horowitz, Bowlby'nin benliğe ve başkalarına ilişkin temsiller kavramını temel alarak bağlanma stillerini yeniden tanımlaya...