Ana içeriğe atla




NORMAL Mİ ANORMAL Mİ?

Normal Nedir?

Olağan, kurallara uygun olan, alışılagelen, eksikliği, taşkınlığı ve aşırılığı olmayan, ortalama durumlar olarak açıklanır.

Anormal Nedir?

Genel olana, dengesi yerinde olmayana, alışılana ve kurallara aykırı olan davranışı bozuk olan olarak açıklanmaktadır.

‘Normal’ kavramı;

  • Kişiden kişiye değişiklik gösterir.
  • Yaşa göre değişiklik gösterir.
  • Cinsiyete göre değişiklik gösterir.
  • Zaman dilimine göre değişiklik gösterir.
  • Kültüre göre değişiklik gösterir.

Kişiden kişiye değişiklik göstermesi;

Benim için ‘normal’ kabul ettiğim bir şey sizler için normal olmayabilir. Bu normalin kişiden kişiye değiştiğini gösterir.

Yaşa göre değişiklik göstermesi;

Bankta oturup etrafınıza bakarken 6 aylık bir bebeğin biberondan beslendiğini veya emzik emdiğini gördünüz. Bu bebek için normaldir. Ancak biraz daha ileriye doğru baktığınızda 25 yaşında bir bireyin ağzında emzikle çimlerde uzandığını gördünüz. Bu durum 25 yaşındaki birey için anormaldir. Bu durumda normal ve anormali belirleyen kriter yaştır.

Cinsiyete göre değişiklik göstermesi;

Erkeklerin gür sakallarını normal karşılarız ancak aynı gürlükte sakalı bir kadında gördüğümüzde bunu anormal karşılarız. Burada cinsiyete özgü beklediğimiz şeyler var. Bu durumda normal ve anormali belirleyen kriter cinsiyettir.

Zaman dilimine göre değişiklik göstermesi;

Eski zamanlarda ruh sağlığı bozulan insanların içine şeytan kaçtığını iddia ederek kafasına üç delik açılırdı. Bu deliklerin açılmasının sebebi şeytan çıkartmak olsa da işleme maruz kalan bireylerin bir çoğu ya kişilik bozukluğu yaşadı (frontal lobtan girildiği için) ya da enfeksiyondan hayatını kaybetti. Şu an ise kullanılan son teknoloji aletler ile kimse zarar görmeden işlemleri gerçekleştirmek mümkün. Bu durumda değerlendirme kriteri zamandır.

Kültüre göre değişiklik göstermesi;

Uzak doğu toplumlarında küçük ayak estetik sayılır bu yüzden küçük yaşlarda kız çocuklarının ayakları kırılıp sarılır. Bu onlar için normaldir. Bizim kültürümüzde ise bu istismar sayılır. Bu durumda değerlendirme kriteri kültürdür.

 

Normal ve Anormaliğin Değerlendirmenin Kriterleri

a)İstatistiksel Seyreklik

Toplumda ölçülen değer açısından değerlendirme yapılır, yapılan değerlendirmenin ortalaması alınarak elde edilen değere ‘normal’ denir. Bu tanıma göre normalin dışında kalan her şey anormal kabul edilir.

b)Norm Dışında Kalma

Davranışın toplumsal ölçütlerin dışında kalmasıdır. Bir kültürde normal olan bir şeyin başka bir kültürde anormal olabilir. Örneğin; bir belgeselde ilkel kabile yaşamı anlatılıyor. Bu belgeselde insanlar neredeyse çıplak olmasına rağmen onları cinsel obje olarak algılamayız. Ancak aynı çıplaklığı bir filmde veya dizide görürsek yorumlamamız değişir. Halbuki çıplaklık aynı çıplaklıktır. Burada kültürel yorum normal ve anormalin değişimini belirler.

c)Kişisel Rahatsızlık Hissetme

Davranış, kişide veya çevresinde çok büyük bir rahatsızlık hissi oluşturuyorsa anormaldir. Burada yetişkinler ve çocukları birbirinden ayıran şey ‘farkındalık’tır. Örneğin; diğer bebeğe göre daha tombul olan bebek daha sevimli gelebilir ama burada kişisel rahatsızlık hissetme durumu vardır ve bebeğin hareket sınırlılığı vardır. Ancak, dilinin ucunda piercing olan biri yemek yemesinde kısıtlılık olduğu için rahatsızlık hisseder ve bunun farkındadır.

d)Yeti Yitimi

Var olan yetinin yitirilmesidir. Örneğin; yürüme yetisini kaybeden biri anormal kabul edilir. Ayak parmaklarıyla harika resimler çizse bile artık yürüyemediği için anormal kabul edilir. Burada sergilediği performans normal olsa bile tanım gereği anormaldir.

e)Beklenmedik Olma 

Beklenmedik tepkiler yaratıyorsa bu anormaldir. Burada kültürel ve bireysel farklılıklar devreye girer. Örneğin; Belçika’da yaşayan bir tekstilci Ferrari’sine fazla benzin yaktığı gerekçesiyle LPG taktırdı. Bunun üzerine Ferrari firması aracı tekstilcinin elinden alıyor. Yaşanan bu durum Ferrari firması için beklenmedik bir olaydır. Bu yüzden anormaldir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ROMANTİK İLİŞKİLERDE BAĞLANMA

Bağlanma Kuramı, yetişkin ilişkilerinde meydana gelen olumlu ve olumsuz pek çok yaşantıyı açıklamada etkili olan kuramlardan biridir. Hazan ve Shaver, Bowlby'nin Bağlanma Kuramını temel alarak yetişkinlikteki romantik ilişkilerin açıklanabileceğini öne sürmüştür. Hazan ve Shaver, 'insanların aşık olduklarındaki tutum ve duygularının, erken dönemlerde şekillenen bağlanma stilleri ile paralellik gösterdiğini'  savunmuştur.  Erken dönemde gelişen bağlanma stilleri ve zihinsel temsiller insan yaşamının sonraki dönemlerinde etkilidir. Kişilerin romantik ilişki, romantik eş ve benlik değerlendirmelerinde de etkilidir.  Bağlanma kuramına göre yakın ilişki, temel gereksinimleri karşılayabildiği ölçüde doyurucudur. Bağlanmanın kalitesi büyük oranda partnerin ulaşılabilirliğine ve gereksinimlere olumlu karşılık verebileceğine inanmaya bağlıdır. Bartholomev ve Horowitz, Bowlby'nin benliğe ve başkalarına ilişkin temsiller kavramını temel alarak bağlanma stillerini yeniden tanımlaya

ASPERGER SENDROMU

                                     ASPERGER SENDROMU NEDİR? Asperger sendromu 1944 yılında Hans Asperger tarafından tanımlanmıştır. Dr. Asperger bu çocukların duygularını irade ve ifade etme de zorluklar yaşadığını, toplumsal ipuçlarını anlamakta zorluk çektiklerini ve empati yapmakta zorluk çektiklerini belirtmiştir. Otizm'den farklı olarak dil becerilerinin zamanında geliştiği ve amacına yönelik kullanıldığı, çocuğun sosyal ilişki kurduğu görülmektedir.     Genellikle 4-11 yaş arasında görülür. Otizmde daha küçük yaş grubunda görülürken Asperger Sendromu'nda daha geç yaşlarda görülmesinin sebebi çocuğun sosyalleşmeye başlaması ile kazanılan sosyal becerilerdeki gerilik olarak gösterilir.   Asperger Sendromu'nun en önemli belirtileri aşırı içe kapanıklık, iletişim sorunu ve beceri zayıflığıdır . Ancak; Asperger Sendromlu çocukların ilgilendikleri konu hakkında konuşurken küçük birer profesör   kesildikleri görülmüştür. (Örneğin; yanardağlar ile çok ilgili olan

OTİZM VE OTİZMLİ ÇOCUĞA SAHİP OLMAK

 OTİZM NEDİR? Otizm, genellikle ilk 3 yaşta başlayan ve hayat boyu devam eden, kişinin etrafıyla sözel ve sözel olmayan şekilde uygun ilişki kuramaması şeklinde ifade edebileceğimiz gelişimsel bir bozukluktur. Günümüzde basit testler ile tanısı erken konulabilmektedir. Erken tanı ve uygun rehabilitasyon programı bu vakaların hayata kazandırılmasında büyük rol oynamaktadır. Otizmin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genetik olduğu düşünülmektedir. Erkeklerde kızlara oranla daha sık görülür. Otizmlilerin %70'inde zeka geriliği vardır. %'10 unda ise üstün zeka görülebilir. Otizm ile birlikte dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, duygu durum bozuklukları ve epilepsi görülebilmektedir.    Otizm Belirtileri: Göz teması ya yoktur ya da kısıtlıdır.                                                        Adı ile seslenince tepki vermezler  Aşırı hareketli veya hareketsiz olabilirler.  Çevreleri ile ilgilenmezler  Sarılma ve öpme gibi fiziksel temastan hoşlanmazlar.   Konuşmada gec